KVaK. Tevbe, Hakk’a dönüş demektir. Allah’tan af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da “istiğfar”dır. Peki tevbe ve istiğfar nasıl yapılır? Tevbe ve istiğfar duası Arapça-Türkçe, tevbe ve istiğfar duası ve anlamı...Hâris bin Süveyd anlatıyor Abdullah ibni Mes’ud -radıyallahu anh- bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber -aleyhissalâtu vesselâm-’dandı, diğeri de kendisinden. Dedi ki “Mü’min günahını şöyle görür O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Fâcir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür.” İbni Mes’ud bunu söyledikten sonra eliyle, “şöyle” diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır. KULUN TÖVBE ETMESİ ALLAH’I SEVİNDİRİR Sonra dedi ki “Ben Rasûlullah -aleyhissalâtu vesselâm-’ın şöyle buyurduğunu işittim Allah, mü’min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara yorgunluktan başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım» der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah’ın, mü’min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden daha fazladır.»” Müslim’in bir rivayetinde şu ziyâde var “Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi Ey Allah’ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabb’inim.»” Buharî, Deavât, 4; Müslim, Tevbe, 3; Tirmizî, Kıyamet, 50 TEVBE VE İSTİĞFAR DUASI VE ANLAMI Ebû Bekri’s-Sıddîk -radıyallahu teâlâ anh- Hazretleri “– Yâ Rasûlallah, namazın âhirinde okumak üzere bana bir duâ ta’lîm buyur” dedikte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki “Şöyle duâ et اَللّٰهُمَّ اِنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْمًا كَثِيرًا وَلَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اَنْتَ فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِى اِنَّكَ اَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ “Yâ Rabb, muhakkak ki ben kendime çok zulmettim; yani çok günâh işledim. Günahları ise ancak sen afv ü mağfiret edersin. Hakkıyle gafur ve rahîm ancak sensin. Beni kendi indinden bir fazl u keremle afv ü mağfiret eyle ve bana lutf u ihsanınla merhamet eyle. Yani benim istihkakım olmayarak mahza fazl u kereminle cehennemden halâs edip cennet ve cemâline kavuştur. Şüphesiz Sen Ğafûr ve Rahîm’sin, yâni çok affeden ve çok merhamet edensin.” Buhârî, Ezân, 149; Deavât, 16 TEVBE VE İSTİĞFAR DUASI ARAPÇA-TÜRKÇE Büyükler demişlerdir ki Bu duâ namazda gerek tahiyyattan sonra ve gerekse namaz dışında edilecek duâların en şümullülerinden ve en güzellerindendir. Zîra cehennemden halâs olup cennet ve cemâle kavuşmayı istemek duâların hulâsasıdır. “Mecnûn ancak o kimsedir ki tevbe ve nedamet etmeyip ma’sıyyette devam ede.” Ali el-Müttakî, no 10437 “Sizin hastalığınızın ve şifânızın ne olduğunu söyleyeyim mi? Hastalığınızın günâhlar, ilâcınızın da istiğfar olduğunu unutmayınız.” Ali el-Müttakî, I, 479/2092 “Meclisin oturmanın veya oturulan yerin keffareti, kulun şöyle demesidir سُبْحَانَكَ اَللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ وَحْدَكَ لَاشَرِيكَ لَكَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ “Seni hamdinle tesbîh ederim ey Rabbim! Senden başka bir ilâh bulunmadığına ve yalnız Sen olup şerîkin olmadığına şehâdet eder, Senin mağfiretini diler, sana tevbe ederim.” İbn Hanbel, II,369 Gıybetin keffareti, gıybet etdiğin kimse için istiğfar etmekliğindir.” Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no 6259 “Yeryüzündekilerden herhangi bir kimse, لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ derse hatalarına keffaret olur. Bu hataları deniz köpükleri kadar da olsa.” Ali el-Müttakî, I, 455/1963 “Duânın hayırlısı istiğfar, ibâdetin hayırlısı da kelime-i tevhîddir.” Ali el-Müttakî, I, 483/2112 “Ya Ali, sana bir duâ öğreteyim mi ki zerreler adedince günâhın olsa sen de beraber olmak üzere mağfiret olunur. Şöyle söyle اَللّٰهُمَّ لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنْتَ الْحَلِيمُ الْحَكِيمُ تَبَارَكْتَ سُبْحَانَكَ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ “Allah’ım, Sen’den başka ilâh yoktur. Sen Halîm ve Hakîm’sin, hayır ve bereketi çok olansın. Sen’i tenzih ederim, Sen yüce Arş’ın Rabbi’sin.” Taberânî, Kebîr, V, 192/5060 “İstiğfar, mü’minin sahife-i a’mâlinde nur gibi parlar.” Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no 3056; Ali el-Müttakî, I, 475/2064 “Günâhdan tevbe eden kimse günâh işlememiş gibi olur. Fakat bir taraftan istiğfar, diğer taraftan günâhda ısrar eden ise -el-iyâzü billah- Cenâb-ı Hakk ile istihza eden kimse gibi olur.” Beyhakî, Şuabu’l-îman, V, 436 مَنْ لَزِمَ الِاسْتِغْفَارَ جَعَلَ اللّٰهُ لَهُ مِنْ كُلِّ هَمٍّ فَرَجًا وَمِنْ كُلِّ ضِيقٍ مَخْرَجًا وَرَزَقَهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ “Bir kimse kalbi ve kalıbı ile istiğfara devam ederse Cenâb-ı Hakk o kimsenin gamlarını feraha ve sıkıntılarını genişliğe tebdîl ederek hiç ummadığı bir taraftan onu rızıklandırır.” İbn-i Mâce, Zühd, 30 لٰا كَبِيرَةَ مَعَ الْاِسْتِغْفَارِ وَلَا صَغِيرَةَ مَعَ الْاِصْرَارِ “Tevbe ve istiğfar ile büyük günâhlar af olunduğu gibi mükerreren irtikâb edilen küçük günâhlar da, büyük günâhlar arasına dâhil olur.” Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no 9920 “Kalbinde nedâmet olmadığı halde yalnız lisânen edilen istiğfar, yalancıların tevbesidir.” Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, III, 461, no 3974 “Cenâb-ı Hakk’a tevbe ediniz. Muhakkak ki ben günde yüz defa Cenâb-ı Allah’a tevbe ederim.”Ebû Dâvud, Vitr, 26; İbn Hanbel, Müsned, II, 450 “Ne mutlu o kimseye ki defter-i a’mâlinde çokça istiğfar bulur.” İbn-i Mâce, Edeb, 57 يَا اَيُّهَا النَّاسُ تُوبُوا اِلَى اللّٰهِ قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا “Ey insanlar! Ölmeden evvel Allah’a tevbe ediniz.” İbn Mâce, İkame, 78 Kaynak Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Oluşturulma Tarihi Şubat 27, 2020 1925Günahlardan ve hatalardan dolayı Allah’tan af ve mağfiret niyaz etmek için okunan İstiğfar duası Regaip Kandili'nde birçok Müslüman'ın gündeminde yer almaya başladı. Yüce Yaradan'ın bağışlayıcılığına nail olmak isteyenler, İstiğfar duasının okunuşunu ve anlamını Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği bilgilere göre araştırıyor. Peki, Tövbe duası nedir? Tövbe istiğfar nasıl edilir, hangi dualar okunur? İşte, Tövbe istiğfar hakkında Diyanet bilgileri...Tövbe kapılarının ardına kadar açıldığı mübarek Regaip Kandili'nde Tövbe istiğfar duası Allah'ın affına sığınmak için okunabiliyor. Üç ayların başlangıcı Regaip Kandili'nde okunacak olan tövbe duası da bu niyazla Tövbe İstiğfar etmek isteyenler tarafından araştırılıyor. İşte, tövbe duası anlamı ve Tövbe istiğfar ile ilgili ayrıntılar...TÖVBE DUASI NEDİR?Allah bazı özel gecelerle birlikte pek çok zaman kullarının ettiği duaları geri çevirmez. Yüce Allah, daima bana dua edin, isteyin diye buyurmuştur. Aynı zamanda her yanlıştan, hatadan sonra bana dönün, sizi ben affederim demiştir. Elbette ki bu yanlış anlaşılmasın. Allah her tövbeyi kabul bilmeyerek veya tam emin olmayarak yapılan yanlış ve hatalara tövbe edildiği, alimlerce söylenir. Allah bana her koşuda tövbe edebilirsiniz, buyurmuştur. Tövbe duası, yanlış yoldan çıkıp, doğru yola girilmek istenmesi durumunda, okunan bir duadır. Bu duayı okuyanların tövbeleri, Allah'ın izniyle kabul görülür. Tövbe duasının Arapça ve Türkçe okunuşuna bakalım Duası ArapçaTövbe duasının Arapça okunuşu- 'Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullahe'l-azim el-kerim. ellezi lâ ilahe illa huve'l-hayyü'l-kayyumü ve etubü ileyhi tevbete abdin zalimin li- nefsihi, la yemlikü li-nefsihi mevten vela hayaten vela nüşüra-h. Ve es-elühü't - tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidayete lena, innehu, hüve't-tevvabü'r-rahim'Büyük Tövbe İstiğfar Duası Türkçesi'Ya Rab! Bu ana gelene kadar, elimden, dilimden, gözümden, ayaklarımdan, kulaklarımdan, isteyip veya istemeyip ettiğim tüm günahlardan dolayı tövbe ettim, pişman oldum. Şirk, küfür, isyan, yanlış her ne ettiysem tümünden kalben pişmanım ya Rabbim. Bir daha yapmamaya da senin rızanda ahd ettim. Şeytana uymamı ve bir daha yaptığım bu günahları, ikrar etmeme fırsat tanıma Allah' aleyhisselam ile peygamberimiz arasında ne kadar nebi varsa, hepsinin hak olduğunu tasdik ederim. Tüm peygamberlere olduğu gibi getirdikleri kitaplara iman ettim. Ya Rabbi! Sen tövbemi rızan ile kabul eyle. Sen içimi bilen ve işitensin. Amin!TÖVBE İSTİĞFAR NEDİR?Diyanet İşleri Başkanlığı, bu gece kapsamında tövbe istiğfar etmek isteyen Müslümanlar için bilgilere yer verdi. İşte, Diyanet'in bu konuda verdiği o detaylar;"Tövbe edecek kimsenin iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah’a hamd, Resûlüne salât ve selam getirdikten sonra tövbe ve istiğfar etmesi, akabinde de salavat ve hamd ile bitirmesi tövbenin Peygamberin bağışlanması için yaptığı pek çok duadan ikisi şudurAllah’ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin. Buhârî, Ezân 149; Müslim, Zikir, 48Allah’ım! Günahlarımı, bilmeden ve haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allah’ım! Ciddi veya şaka olarak yaptığım yanlışları, hataen ve kasten işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter. Buhârî, Deavât, 60."İSTİĞFAR NEDİR? DUASI NASIL EDİLİR?İstiğfar, işlenen günahlardan ve hatalardan dolayı Allah’tan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. Kur’an-ı Kerim’de işledikleri kötülüklerden pişman olup tövbe-istiğfarda bulunanlar övülmektedir Âl-i İmrân, 3/135. Kaynaklarda içeriği bakımından “istiğfar” anlamı taşıyan pek çok dua vardır. Hz. Peygamberin “Seyyidü’l-istiğfâr” İstiğfârın en güzeli diye nitelediği dua şöyledirAllah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben Senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla Senin ahdin ve va’din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden Sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz. Buhârî, Deavât, 2Aslında kişinin Rabbine yönelerek içinden geldiği gibi dile getirdiği her türlü bağışlanma duası zaten bir DİNDEKİ YERİ NEDİR, NASIL TÖVBE YAPILIR?Sözlükte pişmanlık ve dönmek anlamına gelen tövbe, dinî bir kavram olarak, kulun işlediği kötülük ve günahlara pişman olup, onları terk ederek Allah’a yönelmesi, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak suretiyle Allah’a sığınarak bağışlanmasını dilemesi Allah, bağışlanacak müminlerin vasıflarını sıralarken şöyle buyurmaktadır “Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” Âl-i İmrân, 3/135Günahlardan dolayı tövbe etmek farzdır. Tövbe, kulluğun Hz. Âdem’le başlayan bir göstergesidir. Günahkâr kimse vakit geçirmeden tövbeye yönelmelidir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır “Allah katında makbul tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra hemen tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa makbul tövbe, kötülükleri günahları yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, İşte ben şimdi tövbe ettim’ diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.” Nisâ, 4/17-18 Hz. Peygamber de, “Günahlarından samimi olarak tövbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir.” İbn Mâce, Zühd, 30 âlimleri bu ve benzeri âyetlerle hadislerden hareketle tövbenin geçerli olması için gerekli şartları belirlemişlerdir. Buna göre bir tövbenin makbul olabilmesi için; işlenen günahı terk etmek, günah işlediğine pişman olmak, günahı bir daha işlememeye azmedip söz vermek, eğer işlenen günah kul haklarıyla ilgili ise, bu durumda, hak sahibi ile helalleşmek, Allah’tan af dilemek hakkından kurtulmak, ihlal edilen hakkı, sahibine veya varislerine iade etmekle ya da affını istemekle olur.
Tevbe Suresi – 186. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 187. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 188. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 189. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 190. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 191. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 192. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 193. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 194. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 195. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 196. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 197. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 198. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 199. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 200. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 201. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 202. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 203. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 204. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 205. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 206. Sayfa – 11. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi Arapça ve Türkçe Oku minallâhi ve resûlihî ilâllezîne âhedtum minel muşrikîn muşrikîne. fil ardı erbeate eşhurin va’lemû ennekum gayru mu’cizîllâhi ve ennallâhe muhzîl kâfirînkâfirîne. ezanun minallâhi ve resûlihî ilân nâsi yevmel haccıl ekberi ennallâhe berîun minel muşrikîne ve resûluhu, fe in tubtum fe huve hayrun lekum, ve in tevelleytum fa’lemû ennekum gayru mu’cizîllâh mu’cizîllâhi, ve beşşirillezîne keferû bi azâbin elîmelîmin. âhedtum minel muşrikîne summe lem yankusûkum şey’en ve lem yuzâhirû aleykum ehaden fe etimmû ileyhim ahdehum ilâ muddetihim, innallâhe yuhıbbul muttekîn muttekîne. izânselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle marsad marsadin, fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. in ehadun minel muşrikînestecâreke fe ecirhu hattâ yesmea kelâmallâhi summe eblighu me’menehu, zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’lemûnya’lemûne. yekûnu lil muşrikîne ahdun indallâhi ve inde resûlihî illâllezîne âhedtum indel mescidil harâmharâmi, fe mâstekâmû lekum festekîmû lehum, innallâhe yuhıbbul muttekînmuttekîne. ve in yazherû aleykum lâ yerkubû fîkum illen ve lâ zimmet zimmeten, yurdûnekum bi efvâhihim ve te’bâ kulûbuhum, ve ekseruhum fâsikûnfâsikûne. bi âyâtillâhi semenen kalîlen fe saddû an sebîlihî, innehum sâe mâ kânû ya’melûnya’melûne. yerkubûne fî mu’minin illen ve lâ zimmehzimmeten, ve ulâike humul mu’tedûnmu’tedûne. in tâbû ve ekâmus salâte ve âtuz zekâte fe ıhvânukum fîd dîn dîni, ve nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûnya’lemûne. in nekesû eymânehum min ba’di ahdihim ve taanû fî dînikum fe kâtilû eimmetel kufri innehum lâ eymâne lehum leallehum yentehûnyentehûne. lâ tukâtilûne kavmen nekesû eymânehum ve hemmû bi ihrâcir resûli ve hum bedeûkum evvele merrahmerratin, e tahşevnehum, fallâhu ehakku en tahşevhu in kuntum mu’minînmu’minîne. yuazzibhumullâhu bi eydîkum ve yuhzihim ve yansurkum aleyhim ve yeşfi sudûre kavmin mu’minînmu’minîne. yuzhib gayza kulûbihim, ve yetûbullâhu alâ men yeşâu, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. hasibtum en tutrekû ve lemmâ ya’lemillâhullezîne câhedû minkum ve lem yettehızû min dûnillâhi ve lâ resûlihî ve lâl mu’minîne velîcehvelîceten, vallâhu habîrun bi mâ ta’melûnta’melûne. kâne lil muşrikîne en ya’murû mesâcidallâhi şâhidîne alâ enfusihim bil kufrkufri, ulâike habitat a’mâluhum ve fîn nâri hum hâlidûn hâlidûne. ya’muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedînmuhtedîne. cealtum sikâyetel hâcci ve ımâratel mescidil harâmi ke men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve câhede fî sebilillâhsebilillâhi, lâ yestevûne indallâhindallâhi, vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimînzâlimîne. âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a’zamu dereceten indallâhindallâhi ve ulâike humul fâizûn fâizûne. rabbuhum bi rahmetin minhu ve rıdvânin ve cennâtin lehum fîhâ naîmun mukîmmukîmun. fîhâ ebedâebeden, innallâhe indehû ecrun azîm azîmun. eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızû âbâekum ve ihvânekum evliyâe inistehabbûl kufre alâl îmâni, ve men yetevellehum minkum fe ulâike humuz zâlimûnzâlimûne. in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâratun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye’tiyallâhu bi emrihî, vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikînfasikîne. nasarakumullâhu fî mevâtıne kesîratin ve yevme huneynin iz a’cebetkum kesretukum fe lem tugni ankum şey’en ve dâkat aleykumul ardu bi mâ rahubet summe velleytum mudbirînmudbirîne. enzelallâhu sekînetehu alâ resûlihî ve alâl mu’minîne ve enzele cunûden lem terevhâ ve azzebellezîne keferû ve zâlike cezâul kâfirînkâfirîne. yetûbullâhu min ba’di zâlike alâ men yeşâu, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. eyyuhâllezîne âmenû innemâl muşrikûne necesun fe lâ yakrabûl mescidel harâme ba’de âmihim hâzâ ve in hıftum ayleten fe sevfe yugnîkumullâhu min fadlihî in şâe, innallâhe alîmun hakîmhakîmun. lâ yu’minûne billâhi ve lâ bil yevmil âhıri ve lâ yuharrimûne mâ harramallâhu ve resûluhu ve lâ yedînûne dînel hakkı minellezîne ûtûl kitâbe hattâ yu’tûl cizyete an yedin ve hum sâgirûnsâgirûne. kâletil yahûdu uzeyrunibnullâhi ve kâletin nasârâl mesîhubnullâhmesîhubnullâhi zâlike kavluhum bi efvâhihim yudâhiûne kavlellezîne keferû min kablu kâtelehumullâhkâtelehumullâhu ennâ yu’fekûnyu’fekûne. ahbârahum ve ruhbânehum erbâben min dûnillâhi vel mesîhabne meryemmeryeme, ve mâ umirû illâ li ya’budû ilâhen vâhidâ vâhiden,lâ ilâhe illâ huve, subhânehu ammâ yuşrikûnyuşrikûne. en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye’ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûnkâfirûne. ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûnmuşrikûne. eyyuhâllezîne âmenû inne kesîran minel ahbâri ver ruhbâni le ye’kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yasuddûne an sebîlillâhsebîlillâhi, vellezîne yeknizûnez zehebe vel fıddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beşşirhum bi azâbin elîmelîmin. yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ bihâ cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûnteknizûne. iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşera şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun hurumhurumun zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffehkâffeten, va’lemû ennallâhe meal muttekînmuttekîne. nesîu ziyâdetun fîl kufri yudallu bihillezîne keferû yuhillûnehu âmen ve yuharrimûnehu âmen li yuvâtiû iddete mâ harramallâhu fe yuhillû mâ harramallâhharramallâhu, zuyyine lehum sûu a’mâlihim, vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirînkâfirîne. eyyuhâllezîne âmenû mâ lekum izâ kîle lekumunfirû fî sebîlillâhissâkaltum ilâl ardardı, e radîtum bil hayâtid dunyâ minel âhirahâhirati, fe mâ metâul hayâtid dunyâ fîl âhirati illâ kalîlkalîlun. tenfirû yuazzibkum azâben elîmen ve yestebdil kavmen gayrakum ve lâ tedurrûhu şey’â şey’en, vallâhu alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm hakîmun. hıfâfen ve sikâlen ve câhidû bi emvâlikum ve enfusikum fî sebîlillâhsebîlillâhi, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûnta’lemûne. kâne aradan karîben ve seferen kâsıden lettebeûke ve lâkin beudet aleyhimuş şukkatşukkatu, ve se yahlifûne billâhi levisteta’nâ le haracnâ meakum, yuhlikûne enfusehum, vallâhu ya’lemu innehum le kâzibûnkâzibûne. anke, lime ezinte lehum hattâ yetebeyyene lekellezîne sadakû ve ta’lemel kâzibînkâzibîne. yeste’zinukellezîne yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim, vallâhu alîmun bil muttakînmuttakîne. yeste’zinukellezîne lâ yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri vertâbet kulûbuhum fe hum fî raybihim yeteraddedûnyeteraddedûne. lev erâdûl hurûce le eaddû lehû uddeten ve lâkin kerihallâhunbiâsehum fe sebbetahum ve kîlak’udû meal kâidîn kâidîne. haracû fîkum mâ zâdûkum illâ habâlen ve le evdaû hılâlekum yebgûnekumul fitnehfitnete, ve fîkum semmâûne lehum, vallâhu alîmun biz zâlimînzâlimîne. fîtnete min kablu ve kallebû lekel umûre hattâ câel hakku ve zahere emrullâhi ve hum kârihûnkârihûne. minhum men yekûlu’zen lî ve lâ teftinnî, e lâ fîl fitneti sekatû, ve inne cehenneme le muhîtatun bil kâfîrînkâfîrîne. tusıbke hasenetun tesu’hum, ve in tusıbke musîbetun yekûlû kad ehaznâ emrenâ min kablu ve yetevellev ve hum ferihûnferihûne. len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûnmu’minûne. hel terabbesûne binâ illâ ıhdâl husneyeynhusneyeyni ve nahnu neterabbesu bikum en yusîbekumullâhu bi azâbin min indihî ev bi eydînâ, fe terabbasû innâ meakum muterabbisûnmuterabbisûne. enfikû tav’an ev kerhen len yutekabbele minkum, innekum kuntum kavmen fâsikînfâsikîne. mâ meneahum en tukbele minhum nefekâtuhum illâ ennehum keferû billâhi ve bi resûlihî ve lâ ye’tûnes salâte illâ ve hum kusâlâ ve lâ yunfikûne illâ ve hum kârihûnkârihûne. lâ tu’cibke emvâluhum ve lâ evlâduhum, innemâ yurîdullâhu li yuazzibehum bihâ fîl hayâtid dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûnkâfirûne. yahlifûne billâhi innehum le minkum, ve mâ hum minkum ve lâkinne hum kavmun yefrakûnyefrakûne. yecidûne melceen ev magârâtin ev muddehalen le vellev ileyhi ve hum yecmehûnyecmehûne. minhum men yelmizuke fîs sadakâtsadakâti, fe in u’tû minhâ radû ve in lem yu’tav minhâ îzâ hum yeshatûnyeshatûne. lev ennehum radû mâ âtâhumullâhu ve resûluhu ve kâlû hasbunâllâhu se yu’tinâllâhu min fadlihî ve resûluhû innâ ilâllâhi râgıbûnrâgıbûne. sadakâtu lil fukarâi vel mesakîni vel âmilîne aleyhâ vel muellefeti kulûbuhum ve fîr rikâbi vel gârimîne ve fî sebîlillâhi vebnis sebîlvebnis sebîli, farîdaten minallâhminallâhi, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yekûlûne huve uzunuzunun, kul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîmelîmun. billâhi lekum li yurdûkum, vallâhu ve resûluhû ehakku en yurdûhu in kânû mu’minînmu’minîne. lem ya’lemû ennehu men yuhâdidillâhe ve resûlehu fe enne lehu nâre cehenneme hâliden fîhâ, zâlikel hızyul azîmazîmu. munâfikûne en tunezzele aleyhim sûretun tunebbiuhum bi mâ fî kulûbihim, kulistehziu, innallâhe muhricun mâ tahzerûntahzerûne. le in seeltehum le yekûlunne innemâ kunnâ nahûdu ve nel’abnel’abu, kul e billâhi ve âyâtihî ve resûlihî kuntum testehziûn testehziûne. ta’tezirû kad kefertum ba’de îmânikum, in na’fu an tâifetin minkum nuazzib tâifeten bi ennehum kânû mucrimînmucrimîne. munâfikûne vel munâfikâtu ba’duhum min ba’din, ye’murûne bil munkeri ve yenhevne anil ma’rûfi ve yakbidûne eydiyehum nesûllâhe fe nesiyehum innel munâfıkîne humul fâsikûnfâsikûne. munâfikîne vel munâfikâti vel kuffâre nâre cehenneme hâlidîne fîhâ hiye hasbuhum, ve leanehumullâhleanehumullâhu ve lehum azâbun mukîm mukîmun. min kablikum kânû eşedde minkum kuvveten ve eksere emvâlen ve evlâdâevlâden, festemteû bi halâkihim, festemta’tum bi halâkikum kemâstemteallezîne min kablikum bi halâkihim ve hudtum kellezî hâdû, ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhirahâhirati, ve ulâike humul hâsirûn hâsirûne. lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikâtmu’tefikâti, etethum rusuluhum bil beyyinatbeyyinati, fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûnyazlimûne. mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’din, ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûlehu, ulâike se yerhamuhumullâh yerhamuhumullâhu, innallâhe azîzun hakîmhakîmun. mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adnin, ve rıdvânun minallâhi ekberekberu, zâlike huvel fevzul azîmazîmu. eyyuhân nebiyyu câhidil kuffâra vel munâfikîne vagluz aleyhim, ve me’vâhum cehennemcehennemu, ve bi’sel masîrmasîru. billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en agnâhumullâhu ve resûluhu min fadlihi, fe in yetûbû yeku hayran lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fîd dunyâ vel âhirahâhirati, ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîrnasîrin. minhum men âhedallâhe le in âtânâ min fadlihî le nessaddekanne ve le nekûnenne mines sâlihînsâlihîne. lemmâ âtâhum min fadlihî bahılû bihî ve tevellev ve hum mu’ridûnmu’ridûne. a’kabehum nifâkan fî kulûbihim ilâ yevmi yelkavnehu bi mâ ahlefullâhe mâ vaadûhu ve bi mâ kânû yekzibûnyekzibûne. lem ya’lemû ennallâhe ya’lemu sırrahum ve necvâhum ve ennallâhe allâmul guyûbguyûbi. yelmizûnel muttavviîne minel mu’minîne fîs sadakâti vellezîne lâ yecidûne illâ cuhdehum fe yesharûne minhum, sehirallâhu minhum, ve lehum azâbun elîmelîmun. lehum ev lâ testagfir lehum, in testagfir lehum seb’îne merraten fe len yagfirallâhu lehum, zâlike bi ennehum keferû billâhi ve resûlihi, vallâhu lâ yehdîl kavmel fâsikînfâsikîne. muhallefûne bi mak’adihim hılâfe resûlillâhi ve kerihû en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi ve kâlû lâ tenfirû fîl harrharri, kul nâru cehenneme eşeddu harrâharran, lev kânû yefkahûnyefkahûne. yadhakû kalîlen vel yebkû kesîrâkesîran, cezâen bi mâ kânû yeksibûnyeksibûne. in receakallâhu ilâ tâifetin minhum feste’zenûke lil hurûci fe kul len tahrucû maiye ebeden ve len tukâtilû maiye aduvvaduvven, innekum radîtum bil kuûdi evvele merratin fak’udû meal hâlifînhâlifîne. lâ tusalli alâ ehadin minhum mâte ebeden ve lâ tekum alâ kabrihi, innehum keferû billâhi ve resûlihî ve mâtû ve hum fâsikûn fâsikûne. lâ tu’cibke emvâluhum ve evlâduhum, innemâ yurîdullâhu en yuazzibehum bihâ fîd dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûnkâfirûne. izâ unzilet sûretun en âminû billâhi ve câhidû mea resûlihiste’zeneke ulût tavli minhum ve kâlû zernâ nekun meal kâidînkâidîne. bi en yekûnû meal havâlifi ve tubia alâ kulûbihim fe hum lâ yefkahûnyefkahûne. resûlu vellezîne âmenû meahu câhedû bi emvâlihim ve enfusihim, ve ulâike lehumul hayrâtu ve ulâike humul muflihûnmuflihûne. lehum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, zâlikel fevzul azîmazîmu. câel muazzirûne minel a’râbi lî yu’zene lehum ve kaadellezîne kezebûllâhe ve resûlehu, se yusîbullezîne keferû minhum azâbun elîmelîmun. alâd duafâi ve lâ alâl merdâ ve lâ alâllezîne lâ yecidûne mâ yunfikûne haracun izâ nasahû lillâhi ve resûlihî, mâ alâl muhsinîne min sebîlsebîlin, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. lâ alâllezîne izâ mâ etevke li tahmilehum kulte lâ ecidu mâ ahmilukum aleyhi tevellev ve a’yunuhum tefîdu mined dem’i hazenen ellâ yecidû mâ yunfikûnyunfikûne. sebîlu alâllezîne yeste’zinûneke ve hum agniyâu, radû bi en yekûnû meal havâlifi ve tabeallâhu alâ kulûbihim fe hum lâ ya’lemûnya’lemûne. ileykum izâ reca’tum ileyhim, kul lâ ta’tezirû len nu’mine lekum kad nebbe enallâhu min ahbârikum, ve se yerâllâhu amelekum ve resûluhu summe tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdetî fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûnta’melûne. yahlifûne billâhi lekum izânkalebtum ileyhim li tu’ridû anhum, fe a’rıdû anhum, innehum ricsun ve me’vâhum cehennem cehennemu, cezâen bi mâ kânû yeksibûnyeksibûne. lekum li terdav anhum, fe in terdav anhum fe innallâhe lâ yerdâ anil kavmil fâsikînfâsikîne. a’râbu eşeddu kufran ve nifâkan ve ecderu ellâ ya’lemû hudûde mâ enzelallâhu alâ resûlihî, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minel a’râbi men yettehızu mâ yunfiku magramen ve yeterabbesu bi kumud devâirdevâire, aleyhim dâiratus sev’i, vallâhu semîun alîmalîmun. minel a’râbî men yu’minu billâhi vel yevmil âhıri ve yettehızu mâ yunfiku kurubâtin indallâhi ve salavâtir resûlresûli, e lâ innehâ kurbetun lehum, se yudhıluhumullâhu fî rahmetihî, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ihsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâebeden, zâlikel fevzul azîmazîmu. mimmen havlekum minel a’râbi munâfikûnmunâfikûne, ve min ehlil medîneti meredû alân nifâkı lâ ta’lemuhum, nahnu na’lemuhum, se nuazzibuhum merrateyni summe yuraddûne ilâ azâbin azîmazîmin. âharûne’terefû bi zunûbihim haletû amelen sâlihan ve âhara seyyiâseyyien, asâllâhu en yetûbe aleyhim, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim bihâ ve salli aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîmalîmun. lem ya’lemû ennallâhe huve yakbelut tevbete an ibâdihî ve ye’huzus sadakâti ve ennallâhe huvet tevvâbur rahîmrahîmu. kuli’melû fe se yerâllâhu amelekum ve resûluhu vel mu’minûnmu’minûne, ve se tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdeti fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûnta’melûne. âharûne murcevne li emrillâhi immâ yuazzibuhum ve immâ yetûbu aleyhim, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. mesciden dırâran ve kufran ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâraballâhe ve resûlehu min kablkablu, ve le yahlifunne in erednâ illâl husnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûnkâzibûne. tekum fîhi ebedâebeden, le mescidun ussise alât takvâ min evveli yevmin ehakku en tekûme fîhi, fîhi ricâlun yuhıbbûne en yetetahherû, vallâhu yuhıbbul muttahhirînmuttahhirîne. fe men essese bunyânehu alâ takvâ minallâhi ve rıdvânin hayrun em men essese bunyânehu alâ şefâ curufin hârin fenhâra bihî fî nâri cehennemcehenneme, vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimînzâlimîne. yezâlu bunyânuhumullezî benev rîbeten fî kulûbihim illâ en tekattaa kulûbuhum, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minel mu’minîne enfusehum ve emvâlehum bi enne lehumul cennehcennete, yukâtilûne fî sebîlillâhi fe yaktulûne ve yuktelûne va’den aleyhi hakkan fît tevrâti vel incîli vel kur’ânkur’âni, ve men evfâ bi ahdihî minallâhi, festebşirû bi bey’ıkumullezî bâya’tum bihî, ve zâlike huvel fevzul azîmazîmu. tâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh hudûdillâhi, ve beşşiril mu’minîn mu’minîne. kâne lin nebiyyi vellezîne âmenû en yestagfirû lil muşrikîne ve lev kânû ulî kurbâ min ba’di mâ tebeyyene lehum ennehum ashâbul cahîmcahîmi. mâ kânestigfâru ibrâhîme li ebîhi illâ an mev’ıdetin vaadehâ iyyâhu, fe lemmâ tebeyyene lehû ennehu aduvvun lillâhi teberree minhu, inne ibrâhîme le evvâhun halîmhalîmun. mâ kânallâhu li yudılle kavmen ba’de iz hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûnyettekûne, innallâhe bi kulli şey’in alîmalîmun. lehu mulkus semâvâti vel ardardı, yuhyî ve yumîtyumîtu, ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîrnasîrin. tâballâhu alân nebiyyi vel muhâcirîne vel ensârillezînettebeûhu fî sâatil usrati min ba’di mâ kâde yezîgu kulûbu ferîkın minhum summe tâbe aleyhim, innehu bihim raûfun rahîmrahîmun. alâs selâsetillezîne hullifû, hattâ izâ dâkat aleyhimul ardu bimâ rahubet ve dâkat aleyhim enfusuhum ve zannû en lâ melcee minallâhi illâ ileyhi, summe tâbe aleyhim li yetûbû, innallâhe huvet tevvâbur rahîmrahîmu. eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn sâdikîne. kâne li ehlil medîneti ve men havlehum minel a’râbi en yetehallefû an resûlillâhi ve lâ yergabû bi enfusihim an nefsihî, zâlike bi ennehum lâ yusîbuhum zameun ve lâ nasabun ve lâ mahmesatun fî sebîlillâhi ve lâ yetaûne mevtıan yagîzul kuffâra ve lâ yenâlûne min aduvvin neylen illâ kutibe lehum bihî amelun sâlihsâlihun, innallâhe lâ yudîu ecrel muhsinînmuhsinîne. lâ yunfikûne nefakaten sagîraten ve lâ kebîraten ve lâ yaktaûne vâdien illâ kutibe lehum lî yeczîyehumullâhu ahsene mâ kânû ya’melûnya’melûne. mâ kânel mu’minûne li yenfirû kâffehkâffeten, fe lev lâ nefere min kulli firkatin minhum tâifetun li yetefekkahû fîd dîni ve li yunzirû kavmehum izâ receû ileyhim leallehum yahzerûnyahzerûne. eyyuhâllezîne âmenû kâtilûllezîne yelûnekum minel kuffâri velyecidû fîkum gilzahgilzaten, va’lemû ennallâhe meal muttakînmuttakîne. îzâ mâ unzilet sûretun fe minhum men yekûlu eyyukum zâdethu hâzihî îmânâîmânen, fe emmâllezîne âmenû fe zâdethum îmânen ve hum yestebşirûnyestebşirûne. emmâllezîne fî kulûbihim maradun fe zâdethum ricsen ilâ ricsihim ve mâtû ve hum kâfirûnkâfirûne. ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merraten ev merrateyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûnyezzekkerûne. îzâ mâ unzilet sûretun nazara ba’duhum ilâ ba’din, hel yerâkum min ehadin summensarafû, sarafallâhu kulûbehum bi ennehum kavmun lâ yefkahûnyefkahûne. câekum resûlun min enfusikum azîzazîzun, aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîmrahîmun. in tevellev fe kul hasbiyallâhhasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîmazîmi.
Tövbe ve İstiğfar duası günlük olarak en çok aratılan konuların başında geliyor. Yüce Allah'un rahmetini esirgemediği hayırlı günlerde müminler tövbe ederek Allah'tan af dileyecek. Bu nedenle 'Tövbe duası okunuşu ve anlamı nedir? İstiğfar duası nasıl okunur?' soruları sıklaşmış durumda... TEVBE İSTİĞFAR DUALARI Tevbe istiğfar duaları, anlamıyla günahlarımızın kusurlarımızın affı için Allah'a yakarıştır. Bu yüzden bu duayı ederken günah ve kusurlarımız için pişmanlık duyarak üzülerek samimi bir şekilde yapılması gerekir. Peygamber Efendimiz SAV bir Hadis-i şerifte, “İstiğfâre devam edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, derdlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızklandırır” diye buyurarak istiğfar etmenin önemine işaret etmiştir. Âyet ve hadîslerde dua teşvik edilmiştir “Rabbiniz, şöyle buyurdu Bana dua edin, size cevap vereyim duanızı kabul edeyim” Mü'minûn, 23/60. TÖVBE DUASI OKUNUŞU İstiğfar Duası Türkçe Okunuşu “Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm.” İSTİĞFAR DUASI ANLAMI “Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır.” Hadis-i şerifte, “Her namazdan sonra, üç kere “Estağfîrullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etebü ileyh” okuyanın bütün günahları affolur” buyuruldu. Anlamı ise “Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim.” demektir. İstiğfârlardan meşhûr olanı, Peygamberimizin bildirdiği, “Estagfirullahellezî lâ ilâhe illâ hüverrahmanirrahîm el-hayy-ül-kayyûmüllezî la-yemûtü ve etûbü ileyh Rabbiğfir lî” istigfarıdır.
tevbe istiğfar duası arapça harekeli