P1KGP. Macaristan’da üst mahkeme, mülteci kafilesinin Sırbistan sınırından ülkeye girişi sırasında bir mülteci çocuğu tekmeleyen Macar gazeteci Petra Laszlo'ya verilen tecilli 3 yıllık hapis cezası kararını bozdu. 31 Ekim 2018 Çarşamba, 1148 Abone Ol Üst mahkeme, gazetecinin hakkında yöneltilen suçtan dolayı beraat etmesine karar verdi. Euronews'ten Rahmi Gündüz'ün haberine göre, mahkeme gerekçeli kararında, gazetecinin “saldırganlıktan” değil, sadece “kötü davranıştan dolayı” yargılanabileceğine hükmetti. En Çok Okunan Haberler
Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat'ı öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli hakkında "kasten öldürme" suçundan 2 kez müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla Barakat'ı Üsküdar'daki evlerinde öldürdüğü iddiasıyla yakalanan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Suriye uyruklu olan Orouba Barakat'ın rejim muhalifi olduğundan dolayı uzun süre yurtdışında farklı ülkelerde yaşadıktan sonra Türkiye'ye geldiği ve 2015 yılından bu yana da kızı Halla Barakat ile Üsküdar'da ikamet ettikleri anlatıldı. Halla Barakat'ın ise Amerikan vatandaşı olduğu belirtilen iddianamede, Türkiye'de üniversiteden mezun olduktan sonra Suriye rejimine muhalif internet sitelerinde haber yaptığı anlatıldı. İddianamede, şüpheli ise Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye geldiği ve akrabası olan Halla ve Orouba Barakat ile ara sıra görüştükleri, şüphelinin bazen de anne kızın evinde kaldığı belirtildi. Şüphelinin, olaydan bir gün önce anne kızın Üsküdar'daki evlerine geldiği ve geceyi burada geçirdiği kaydedilen iddianamede, şüpheli bilinmeyen bir sebeple de aralarında çıkan tartışma sonrasında Halla ve Orouba Barakat'ı kesici ve delici aletle kasten öldürdüğü, otopsi raporlarına göre Halla Barakat'ın vücudunda 9, Orouba Barakat'ın ise 14 kesici delici alet yarası bulunduğu kaydedildi. İddianamede, şüpheli akrabalarını öldürdükten sonra cesetlerin kokmasını ve kanın yayılmasını önlemek için üzerlerine deterjan dökerek, yorgan ve nevresimlerle kapattığı, olaydan sonra da evden ayrılarak Bursa'ya gittiği anlatıldı. Şüpheli daha sonra İstanbul'a gelerek dikkat çekmemek için anne kızın cenaze törenine katıldığı ve sonrasında yeniden Bursa'ya döndüğü bilgisi verilen iddianamede, şüphelinin yakalandıktan sonra polis ve savcılıkta suçlamayı kabul etmediği, ancak mahkeme sorgusunda ise parasını vermediği için anne Orouba Barakat'ı öldürdüğünü, annesinin öldüğünü gören Halla Barakat'ı ise susmasını istemesine rağmen bağırdığı için öldürdüğünü kabul ettiği belirtildi. İddianamede, bu kapsamda şüpheli "kasten öldürme" suçundan 2 kez müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Değerlendirilmek üzere Anadolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin kabul edilmesi halinde şüpheli yargılanmasına ilerleyen günlerde başlanacak.
AREA Araştırma’nın Mayıs ayı anketinde çok önemli bir sonuca yer vermiştim. “Sizce, Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna verilen cevap sıralamasında “Ekonomi/hayat pahalılığı/yoksulluk” tan sonra “Göçmenler ve mülteciler sorunu”nun ikinci sıraya yerleştiğine dair… Sığınmacılar sorunu, her gün şahit olduğumuz olumsuz olaylar yüzünden gündemdeki hararetini koruyor. Sağduyuluyu yaklaşımlara çok ihtiyacımız var. Demokrat Parti, Göç ve Sosyal Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy’un sorun ile ilgili yerinde yaptığı çalışmalarından ve çarpıcı tespitlerinden haberdardım. Kendisi ile görüştüm. İlay Aksoy, sorunun büyüklüğüne dikkat çekerken, “13-14 yaşında Suriyeli kız çocukları yaşlı erkeklere 50-60 bin lira karşılığında adeta satılıyor, nikahlarını Suriyeli molalar kıyıyor. Yaşlarından dolayı evde doğum yapıyorlar ve doğum belgelerini muhtarlıklardan alıyorlar. Sonra çocuk gelinin annesi, torununu kimliğimi kaybettim ayağı altında göç idaresine gidip kimliğimi kaybettim, bu benim bebeğim’ deyip kimlik çıkartıp ücretsiz sağlık hizmeti almaya başlıyor. Yargıyı da atlatıyorlar böylece” diyerek sözlerine başladı. Aksoy duraksamadan devam etti “Baroların ortak şikayeti, çok yoğun çocuk istismar dosyaları olduğundan. Çok küçük yaşta doğum yapanlar şikayet üzerinde yargıya düşürüyor. Yargılanmamak için beyan esas bilgilerimi verirken yanlış verdim, esasında 19 yaşındayım’ diyerek yargılanmaktan kurtuluyorlar. Normalde hakimin kemik testi istemesi gerekiyor. Ancak maliyeti yüksek olduğundan uğraşmıyor ve beyan esas ifadesi kabul ediyor ve düzeltiyor. Eczacılarla konuştuğumuzda devletin ödeme vadeleri çok uzun olduğundan ilaç vermemeye başladılar ancak esas sorun, ücretsiz verilen ilaçları alıp sınırda sattıklarını anlattılar.” ★★★ İlay Aksoy’un yerinde gözlemlerine dayanan tespitleri çok önemli. Başlıklar halinde bakalım -Son on yıl içinde AKP’nin uyguladığı Suriyelilere açık kapı politikası, Afganlara, Pakistanlılara ve diğer gelişmemiş ülkelere kontrolsüz ve kayıtsız giriş imkânı, AB ile imzalan 18 Mart 2016 geri kabul anlaşması ile birlikte tam 91 ülkeye vize muafiyeti getirmesi Türkiye’yi adeta uzay çağına değil orta çağa götürmeye başlamıştır. -Gelen kitlelerin Türk toplumuna değil esasında kendi aralarında ortak özellikler taşıdıklarından aralarında daha kolay uyum yakaladıklarını söylemek pek de yanlış olmaz. -Son zamanlarda gelen Afganlar ve Pakistanlılar, Bangladeşlileri ve Faslıları Suriyelilere de ilave edersek ağırlıklı genç, eğitimsiz, kadın eşitliğinde bir haber olan, çocuklara karşı cinsel dürtüleri olan bir kitle aramıza yerleştiğini her ilimizde artık görüyoruz. -Son on yıl içinde çok bilinçli bir demografik iskan politikası yabancılar üzerinden Türk milletine resmen dayatılıyor. ★★★ Demografik göçün başarılı olması için üç ana temeli vardır -Birinci temel SOSYAL UYUMDUR. Ülkemize gelen kitlelerin İstanbul’dan Diyarbakır’a, Hatay’dan Ankara’ya kadar her şehirde özellikle gettoların oluşmasına izin verilmesi paralel bir örgütlü topluluğun oluşmasının önünü açmıştır. Tüm gettolarda artık kendi dilleri konuşuluyor, bizim camilerimiz değil apartman altlarında kendi ibadethanelerini kurup namazlarda saf tutuluyor, kendi esnaflarıyla sadece ticaret yapılıyor ve en önemlisi bizim yasalarımızı tanımayıp paralel bir adalet sistemi içinde yaşamaları ilerleyen yıllarda Türkiye’ye çok büyük felaketlerin yaşayacağı bir sürece doğru sürüklediği aşıklar. Bugün çocuk evlikleri Suriyeli molalar tarafından, boşanmalar ise Suriyeli akil adam tarafından gerçekleşmektedir. Bunlardan daha vahim olanı ise bunların tümünden AKP haberdar olmasıdır. YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Suriyeli aktivist kadın ile gazeteci kızının bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince, Suriyeli aktivist Oruba Barakat 60 ile kızı Halla Barakat'ın 22 katil zanlısı olduğu iddiasıyla Bursa'da yakalanan Oruba Barakat'ın amcasının torunu emniyetteki işlemleri Yeri İnceleme ekiplerinin Oruba Barakat'ın tırnak arasından aldığı doku örneğinin Kriminal Polis Laboratuvarında yapılan incelemesinde şüpheli ait olduğu tespit ve kızın katil zanlısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan cinayeti kabul etmediği, çelişkili ifade verdiği öğrenildi. Bursa'daki ikametinde yakalanan şüpheli ifadesinde Oruba'nın kendisine ve ailesine maddi yardımda bulunduğu, kendisini yardım etmek için çağırdığını iddia 19 Eylül'de Bursa'dan İstanbul'a gelerek akşam saatlerinde Oruba Barakat'ın evine gittiğini, kapıyı çaldığı fakat kimsenin açmaması üzerine bir parkta zaman geçirdiğini Eylül'de Bursa'dan İstanbul'a geldiği, 20 Eylül'de geri döndüğü anların yansıdığı güvenlik kamera görüntülerinde kıyafetlerinin ve ayakkabılarının neden değiştiği sorulması üzerine zanlının, "Evinin kapısını çaldım, açan olmayınca sahildeki çimlerde sabaha kadar oturdum. Kıyafetlerim kirlendiği için yanımda getirdiğim kıyafetlerle değiştirip çöpe attım." dediği ifadesi doğrultusunda tekrar incelediği güvenlik kamera görüntülerinde 19 Eylül'de Oruba Barakat'ın evi istikametine gittiği, sahile gittiği iddialarının kameralara yansımadığı, 20 Eylül sabahı evden çıkış istikametindeki güvenlik kameralarına yansıdığını belirledi. Cenazeye katılmışŞüpheli ifadesinde Oruba Barakat'ın amcasının torunu anne ve kızı için 23 Eylül'de Fatih Camisinde düzenlenen cenaze törenine katıldığını söyledi. Cenaze töreninde Oruba'nın erkek kardeşi Maen Barakat'ın yanında olduğunu anlatan şüpheli cenaze töreninden sonra Maen'in İstanbul'deki evinde 2 gün kaldığını katılan şüphelinin, 19 Eylül'de Oruba'nın evine geldiğini hiçbir yakınına anlatmadığı da Büro Amirliği ekipleri, aktivist Oruba Barakat ile kızı Halla Barakat'ın evde battaniyeye sarılı cesetlerinin üzerine dökülen deterjanın katile ait DNA izlerinin kalmasını önlemek amacıyla döküldüğünü yandan şüpheli yapılan ilk incelemesinde herhangi bir terör örgütüyle bağlantısının ortaya çıkmadığı emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal'daki Anadolu Adliyesine sevk gazeteci Halla Barakat 22, işe gitmeyince arkadaşları durumdan şüphelenerek polise bilgi vermişti. Polis ekipleri, 22 Eylül'de Barakat'ın annesiyle birlikte yaşadığı Üsküdar'daki eve çilingir yardımıyla girmişti. Evde, anne Oruba Barakat 60 ile Halla Barakat'ın cansız bedenleri battaniyeye sarılı halde bulunmuştu. Yapılan incelemede, anne-kızın bıçaklanarak öldürüldüğü tespit edilmişti. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince, olay yeri çevresi ve toplu taşıma araçlarındaki güvenlik kamera görüntülerinden şüpheli tespit edilmiş, Bursa'da düzenlenen baskınla şüpheli evinde yakalanmıştı. GÜNDEM İstanbul'da katledilen Suriyeli gazeteci anne-kızın katili yakalandı GÜNDEM Suriyeli anne kız cinayetten 10 gün önce ölüm tehdidi almış DÜNYA Orouba Barakat Turgut Özal'la röportaj yapmış
suriyeli kıza çelme takan gazeteci nereli