BVoecz. Batı Karadeniz’de yaptığı belediye festival ve şenlik organizasyonları, tiyatro ve konserler, dev oyun parkurları, özel gün organizasyonları, çocuk etkinlikleri gibi birçok alanda adından oldukça söz ettiren ve bu yıl 22’nci hizmet yılına giren Seçkin Organizasyon Şubat ayında Zonguldak halkını kültür ve sanata doyuracak. Sanatın birçok dalını Zonguldaklı sanatseverlerin ayağına başarıyla getiren Seçkin Organizasyon Şubat ayında başarılı sanatçı Bülent Ortaçgil konserinin yanı sıra Ferhat Göçer’in hayat verdiği ve Sebahattin Ali’nin hayatından kesitlerin yer aldığı Aldırma Gönül’ oyunu sahnelenecek. Öte yandan Seçkin Organizasyon, ülke genelinde turneye çıkmış olan Sevmekten Öldü Desinler ve Pinokyo oyununu da kentte yaşayanların ayağına getirecek. BÜLENT ORTAÇGİL FARKLI BİR HAVA VERECEK 22 Şubat’ta Bülent Ortaçgil konseri ile Zonguldaklıların karşısına çıkacak olan Seçkin Organizasyon, bilet satışlarını ise; anlaşma yaptığı Seçkin Kişisel Gelişim Kursu, Çatı Cafe, Ada Cafe ve Keyif Kahvesi’nden gerçekleştirmeye devam ediyor. FERHAT GÖÇER’DEN "ALDIRMA GÖNÜL" OYUNU 19 Şubat tarihinde saat ünlü sanatçı Ferhat Göçer'in sahne aldığı "Aldırma Gönül" adlı oyun, Zonguldaklı sanatseverlerle buluşacak. Atatürk Kültür Merkezi'nde sahnelenecek olan oyunu Ezel Akay yönetecek. Ünlü edebiyatçı Sabahattin Ali'nin heyecanları, aşkları, hüzünleri, hasretleri ve hayatından kesitlerin şiirleriyle harmanlandığı karaktere hayat verecek olan Ferhat Göçer, performansıyla izleyicilerin beğenisini kazanacak. SEÇKİN’DEN ÇOCUKLARA ÖZEL OYUN Öte yandan Şubat ayında çocukları da unutmayan Şeçkin Organizasyon, Oktay Şenol'un yazıp yönettiği Pinokyo oyununu 23 Şubat tarihinde Atatürk Kültür Merkezi’nde gösterime sunacak. Müzikal oyun şeklinde çocukların gösterimine sunulacak olan saat perde diyecek ve oyunun biletleri; biletix, seçkin organizasyon, seçkin gelişim kurs merkezi ve bilet satış noktalarından temin edilebilecek. SEVMEKTEN ÖLDÜ DESİNLER OYUNU AYRINTILARI Hande Subaşı, Hakan Bilgin, Bülent Alkış, Serdar Yeğin, Canan Atalay ve Ceren Taşçı gibi oyuncuların yer aldığı oyun, İstanbul'un kenar mahallerinden pavyon ışıklarına uzanan çok özlediğimiz bir masalı anlatıyor. Yeşilçam filmlerinden, arabesk şarkılara, biraz müzik, biraz hüzün, bolca kahkahanın yanı sıra Gönül, Mustafa, Hamdi, Sevda, Ahmet ve bu koskoca şehrin gölgesinde asla kaybolmayacak hayallerini konu alan oyun; 17 Şubat tarihinde Atatürk Kültür Merkezi’nde saat perde diyecek. nihayet dün akşam kadıköy tiyatro festivali kapsamında göztepe özgürlük parkında izleyebildigim kadıköy emek tiyatrosu oyunu. özgün ve eğlenceli buldum. ustaca yazılmış, ustaca oynanıyor. tavsiye facebook sayfasında detayları dün akşam özgürlük parkı'nda izledim, murat mahmutyazıcıoğlu yine çok güzel yazmış, oyuncular da çok güzel oynamış! kadro şöyle hamdi alp, ibrahim halaçoğlu, meltem yılmazkaya, onur berk arslanoğlu, pınar türü değişik, arabesk şarkılı oyun oyuncuların hepsinin sesi çok güzel, bizim ülke gibi arabeske boğulmuş kitleye de çok hitap ediyor. yani "ıııyy müslüm'ü hiç sevmem" diyen arkadaşlarınızla değil, diğerleriyle mutlaka gidin, pişman olmazsınız. festivalde birçok oyun izledim ama buna tekrar gitmek isterim, öyle de eğlendim, teşekkürler kadıköy emek tiyatrosu! karşımızda bir gerçek var ki, seyirci tiyatro izlemeye gidecekse evvela gülmek istiyor! insanı, insana, insanla... bıraksana bunları. güldür bizi! eğlenelim. oyunların hepsi de ne yazık ki komedi uğruna yavan içerikler çıkarıyor. eğreti sözcükler, zorlama beden hareketleri, onca yıldır tuhaf tuhaf ses çıkarmalar bile bitmedi!arghhd, peeey, vıyyy...şimdiden söyleyeyim bu oyunu eleştirmeyeceğim. biraz olsun gözlemlediğim arz-talepten bahsetmek istedim evvela. yani çabucak tüketmek, o anda mutlu olmak, eve dönünce de üzerine konuşmamak, unutmak istiyoruz. bir başkasına oyunu önereceksek de "aa süper, çok güldük ya." diyoruz. yani gerizekalı olanlar böyle diyor, o da neredeyse herkes. amına koydular milletin bu tüketim ayağına. sahne bile metalaştırıldı. gülmek, sırf eğlenmek için yaşıyor hafta sonu avm park tüketicileri ya da fotoğraf çekecek koyacak sağa bu oyun bazı toplumsal kanamalara parmak basıyor bunu yaparken de sizi güldürmeyi, eğlendirmeyi ihmal etmiyor zira sanki biliyor ki; eğer gülmezseniz anlattığı diğer mevzuları da dinlemezsiniz. evet. dinlemezsiniz. siktiğimin telefonlarını çıkarıp oynamaya yapıyor peki? mesela doğulu bir karaktere silaha da, kurşunlara da, savaşa da, mapusa da alışkın olduğunu söyletiyor. bir eşcinselin içinin dışına sığmadığını, nasıl hissettiğini ve şu biricik hayatında -lan ölecek gideceksiniz bırakın elalemi artık- bir türlü nefes alamadığını anlattırıyor. yahut kadınlardan bahsediyor, eve kapatılmış kadınların haklarını aramaları gerekliliğinden. erkek hegemonyasından falan bunları yaparken ne metaforik bir dil kullanıyor ne de bir öğreti gibi işliyor. gayet basitçe, anlamakta zorluk çekmeyeceğiniz bir biçimde dillendiriyor zira başka türlüsünü bu seyirci kaldıramıyor. oyunu izlerken bir yandan da düşünerek belirli yargılara varabilecek bir seyirci profili yok. soru şu tabi ki hangisi hangisi yaratıyor? bu seyirciler mi bu oyunları yoksa bu oyunlar mı bu seyircileri?kalkıp seyirciye, bir banka soymanın yanında bir banka açmak nedir ki diye sorduğunuzda sizi belki alkışlarlar ama o kadar. o saniye diyeceğim o ki, belirli dertleri anlatacaksanız bu ülkede ve kelamınızın dinlenmesini istiyorsanız bu işe bu dozda bu oyunun taşıdığı gibi bir komedi katmak durumundasınız. daha sonra üstü kapalı olmayan mesajlarınızı verebilirsiniz. bu çerçeveden bakıldığında iyi bir oyun çıkarmışlar, emeklerine sağlık herkesin. bunun dışında oyunun abartılacak bir yanı yok. bir de arabesk işi tamam eyvallah da yoz bir kültür arkadaş, aç oku hangi medeniyetten bize nasıl girdiğini ve toplumsal yansımalarını. he sen bunun da eleştirisini yapıyor olabilirsin de ama o zaman ibo, yıldız tilbe, kibariye falan bunca dinletme bize amına koyayım. geçen sene emek tiyatrosundan sadece diktatörü de kadıköy belediyesinin düzenlediği festival kapsamında izlemiştim. onu zaten seyirci mitinge çevirmişti. iki cümle de bir alkış, helal olsun sana diye bağırış. barış atay da aldı gazı devam etti komikti. neyse işte. her boku abartmayın, sezarın hakkını sezara verin. bugün izlediğim 2 perdeden oluşan komedi tiyatro oyunu. istanbul’un kenar mahallelerinde yaşayan gönül’ün sibel can olma hayalini, çok sevdiği aşkı, alkolik, beş parasız ama bestekâr mustafa’nın gönül’e “orospu mu olacakasın sen” diyerek tokatı çakmasının ardından, gönül’ün mustafa’yı terk etmesini ve zamanında dört kardeş ve bir sarhoş babayla büyüyen hamdi abi’nin pavyonuna düşmesini konu ediyor. benim senaryodan anladığım buydu. fakat anladığım kadar güzel yazılmamıştı. oyunun sonunda mustafa hastalanıp öldü fakat hastalığının ne olduğunu kimse anlamadı bile. senaryo zayıf olmasına rağmen oyunculuk gayet iyiydi. dekor kötüydü çünkü kenar mahallesi adına sahnede hiçbir şey yoktu. mustafa parkta bira içerken arkasında altın yaldızlı çerçeveler vardı. hatta her yerde. yine de yeni kadro ile ilk oyun olması rağmen özellikle sevda’ karakterini canlandıran canan atalay’ın ekibe kattığı enerji, oyunculuğu ve seyirciyle elektriği muhteşemdi. gönül’ü canlandıran hande subaşı’nın ve hamdi abi’yi canlandıran bülent alkış’ın oyunculukları ve performansları da gayet imla üzülerek söylemeliyim ki izlediğim en kötü oyunlardan birisiydi. murat mahmutyazıcıoğlu’nu normalde çok severim ve güçlü bir kalemi olduğunu düşünürüm ama nasıl böyle bir şey yazmış anlamadım. çok zayıf bir metin, çok kötü espriler, kör göze parmak mesajlar. oyunculuklar desen keza öyle. hande subaşı başta olmak üzere çok başarısız oyunculuklar. sadece serdar yeğin bir nebze de olsa daha iyiydi. hakikaten neden böyle bir oyun yapmışlar anlam veremedim. dün akşam trump kültür merkezi'nde izlediğim ve maalesef hiç beğenmediğim bir oyun oldu. konu özel tiyatro olunca insan verdiği paranın karşılığını almak istiyor. -bülent alkış dışında oyunculuk performansları iyi değildi. bülent alkış'ın hakkını yiyemem oldukça metni felaketti. esprilere gülen 3-4 kişi vardı. bunun haricinde sürekli gereksiz texti unuttuk bölümü vardı. bundaki amaç neydi konusuna girmiyorum bile. pavyon dekoruyla her bölümü geçiştirdiler. tiyatronun yazarını görünce eh bir de popüler kültürden tanıdığımız yüzlerle birleştirince tamam diyorsun güzel bir oyun oldugunu dusunuyorsun ama sonuç beklentiyi karşılayamama. bir akışkanlık yoktu. tam moda giriyorsun hüzünlü iki kelam ederken birden başka bir ortama geçiş yapması otomatik vites arabada vites geçişlerini hissettirmesi gibi huzursuz bir tat bıraktı... bugün bursa akademik odalar birliğine ait sahnede izleme fırsatı bulduğum oyundur kendileri. kadrosunda hande subaşı, hakan bilgin, bülent alkış, serdar yeğin, ceren taşçı isimli oyuncuların yer aldığı müzikal bir oyun olmakla birlikte serdar yeğin oyunculuğu ile öne çıkan isim olmuştur bana göre. oyunun nasıl olduğuna gelmeden önce dün aynı sahnede "bence hiç komik değil" isimli oyunu izledim ve gerçekten adıyla çelişmeyen bir oyun oldu ki kadrosunda haldun boysan gibi bir ustayı barındırıyordu. o oyunun üzerine "sevmekten öldü desinler" isimli oyunu izleyince ister istemez bugün ki oyunu beğeniyor insan. oyunun güzel yanı ise müzikal olması idi. gerçi bu durumdan dolayı henüz başında oyunu terk eden 10'a yakın seyirci oldu ve ne yazık ki ülkemizde bu tür oyunları sabırla izleyen kitle çok fazla değil. gerçi müzikal olması falan iyi idi diyorum ama kalite olarak devlet tiyatrosunda çok daha güzel müzikal oyunlar izledim. ama bu kesinlikle verdiğim paraya acımak olarak değerlendirilmemeli. zira tiyatro cidden desteklenmesi gereken bir uğraş. dolu salonlar görmek bir izleyici olarak beni de mutlu ediyor. hele ki bursa'da salonların dolu olması çok daha güzel oyunların bu şehre gelmesine olanak sağlayacak. hakan bilgin ve hande subaşı’nın başrol oynadığı tiyatro güzel bir absürt komediydi, özellikle canan atalay’a çok güldüm. başarılarının devamını dilerim. bir şeyler eksik, bir şeyler fazla idi ama o ne idi dediğim tiyatro oyunu. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Faaliyetlerimiz İstanbul Valiliği İl Spor Müdürlüğü ve Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından onaylanan yıllık faaliyet plan ve programımız kampsamında, Dağcılık Federasyonu'nun yayımladığı COVID-19 Yönergesine uygun olarak yapılmaktadır. SEVMEKTEN ÖLDÜ DESİNLER 27 OCAK PAZARTESİ SAAT 2030 Sahne TRUMP SAHNE TRUMP TOWERS MECİDİYEKÖY Mecidiyeköy Yolu Cd. No12 ÜCRET 65 TL YUDOSK İÇİN İNDİRİM YAPILMIŞTIR BİLETİX FİYATI 90 TL OrganizasyonHande Dilek Akçam,Ayten Efe Yılmaz Sezonun en yeni oyunlarından biri olan Sevmekten Öldü Desinler, seyirciyle buluşuyor. İstanbul'un kenar mahallerinden pavyon ışıklarına uzanan çok özlediğimiz bir masal... Yeşilçam filmlerinden, arabesk şarkılara, biraz müzik, biraz hüzün, bolca kahkaha. Gönül, Mustafa, Hamdi, Sevda, Ahmet ve bu koskoca şehrin gölgesinde asla kaybolmayacak hayalleri... Yazan Murat Mahmutyazıcıoğlu Yöneten Ebru Kara Dekor Tasarım Candan Tuna Günay Dans ve Hareket Düzeni Yeşim Alıç Besteler / Müzik Direktörü Orhan Enes Kuzu Kostüm Tasarım Taleh Aliyev Oyuncular Hande Subaşı, Hakan Bilgin, Bülent Alkış, Serdar Yeğin, Canan Atalay, Ceren Taşçı Kadıköy Belediyesi’nin 15 yıldır her yaz merakla beklenen Tiyatro Festivali, 4 Ağustos’ta perdelerini açacak. 15 gün boyunca sezonun en iyi oyunları ücretsiz izlenebilecek Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali, bu yıl da yıldızları gökyüzünden sahneye indiriyor. Yıllar içinde Kadıköylülerin ve tiyatroseverlerin alışkanlığı haline gelen, yaz aylarının vazgeçilmezi festival bu yıl 15. yaşını kutluyor. 15. yıl şerefine 15 gün sürecek Tiyatro Festivali’nde bu yıl da sezon boyunca öne çıkan, seyirciden tam not almış, özellikle Kadıköy sahnelerinde oynanmış tiyatro oyunları seyirciyle buluşacak. Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro’da 4 Ağustos Cuma akşamı başlayıp 18 Ağustos’ta sona erecek festivalde yine bütün oyunlar ücretsiz sahnelenecek. Oyun davetiyeleri Kadıköy Belediyesi’nin kültür merkezlerindeki gişelerden alınabilecek. “SEN İSTANBUL’DAN DAHA GÜZELSİN” Bu sezon çok ses getiren, hak ettiği ilgiyi ödüllerle de perçinleyen “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” oyunu Tiyaro Festivali’nin açılışını yapacak. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği oyun, fona İstanbul’u alarak üç kuşak kadının sürekli değişen ve yükselen bir ev ekseninde birbirlerine söyleyemedikleri, iç seslerinden oluşan bir dertlenme… Bam Tiyatro’nun sahneye koyduğu “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”, 4 Ağustos Cuma festivalin startını verecek. SEZONUN EN İYİLERİ FESTİVALDE Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro, bu yıl sezonun en iyilerine ev sahipliği yapacak. Bunlardan biri de Kadıköy’ü yeni tiyatrolarından biri olan Entropi Sahne’nin çok beğenilen oyunu “Edebi Barış”. Moda Sahnesi’nin yine çok ilgi gören oyunlarından biri olan “Bütün Çılgınlar Sever Beni” de Volkan Yosunlu, Öznur Serçeler ve Mert Fırat’lı kadrosuyla sahnede olacak. Semaver Kumpanya ise efsane tiyatro eseri “Cimri” ile festivalde yer alıyor. Yolcu Tiyatro ise yine çok ses getiren oyunları “Joko’nun Doğum Günü”nü festivale taşıyor. Kadıköy Emek Tiyatrosu’nun bol eğlenceli müzikli oyunu “Sevmekten Öldü Desinler” de yine Tiyatro Festivali’nde perde açacak. Tiyatro dünyasına yeni bir soluk getiren ve tiyatroseverlerin bütün sezon kapalı gişe oynamasına neden olacak kadar çok sevdiği tiyatroların yanı sıra köklü tiyatrolar ve efsane oyunları da yine festivalde izleyiciyle buluşacak. Çolpan İlhan ve Sadri Alışık Tiyatrosu “1000’de 1 Gece Diyalogları”, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu “Usta ve Çırak”, Nejat Uygur’dan yadigar Uygur Sanat Tiyatrosu “Akidezadeler” ve Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu “Yaşamaya Dair” oyunlarıyla festivalde olacak. 15. Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali Programı şöyle 4 Ağustos Cuma / Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin / Bam Tiyatro 5 Ağustos Cumartesi / 1000’de 1 Gece Diyalogları / Çolpan İlhan ve Sadri Alışık Tiyatrosu 6 Ağustos Pazar / Ebedi Barış / Entropi Sahne 7 Ağustos Pazartesi / Üç Kız Kardeş / Hayal Perdesi 8 Ağustos Salı / Bütün Çılgınlar Sever Beni / Moda Sahnesi 9 Ağustos Çarşamba / Şatonun Altında / Fiziksel Tiyatro Araştırmaları 10 Ağustos Perşembe / Cimri / Semaver Kumpanya 11 Ağustos Cuma / Kıyıya Oturmanın Böylesi / Merve Engin 12 Ağustos Cumartesi / Ahududu / Tiyatrokare 13 Ağustos Pazar / Öküz / Ezop Sahne 14 Ağustos Pazartesi / / Joko’nun Doğum Günü / Yolcu Tiyatro 15 Ağustos Salı / Sevmekten Öldü Desinler / Kadıköy Emek Tiyatrosu 16 Ağustos Çarşamba / Usta ve Çırak / Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 17 Ağustos Perşembe / Akidezadeler Bir Tatlı Huzur / Uygur Sanat Tiyatrosu 18 Ağustos Cuma / Yaşamaya Dair / Dostlar Tiyatrosu Fotoğraf Galerisi Şerdil Dara ODABAŞI Kadıköy Belediye Başkanı Özgeçmiş Başkanın Mesajı Başkana Mesaj

sevmekten öldü desinler bilet al